Biz gelmedik kavga için,
Bizim işimiz sevgi için,
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmaya geldik.
Yüzyıllar öncesinden böyle diyordu Yunus, gönüllerin fethinin sırlı anahtarlarını veriyor ve sert şekilde kapanan kapıları aralıyordu. Bu sırra vakıf olanlar olduğu gibi inanmayanlar hatta inanmak istemeyenler de oldu. Çağlar boyu geldi geçti simalar değişti, giyim kuşam değişti, zaman değişti ama değişmeyen en büyük şey cehaletin kendisi oldu. Dün neyse bugün de o. Nasıl ki dün gözlerini kapayıp güneşi inkar edenler vardı bugün de devekuşu misali kafalarını kuma gömenler var. Çamurun en hasında hayatlarını devam ettirip o çamuru başkasına sıçratmanın telaşıyla debelenenler var. Medeniyetin altın derelerinde yüzdüğünü zannedip kokuşmuş lağım sularını yudumlayanlar var. Kalemine mürekkep diye garibin kanını kullananlar var. Var, var, var..... AMA...
Ülkendeki kuşlardan ne haber, vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
9 Haziran 2010 Çarşamba
8 Haziran 2010 Salı
Dervişlik Dediğin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)